Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...

O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,

Yaralanmış tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,

Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!

Bugün ay yıldızlı bayrağımızın altında huzur ve güven içinde yaşamamıza vesile olan, Cumhuriyetimizin mimarları aziz ecdadımızın en güzel eserlerinden biri “Çanakkale Zaferi”nin 107. yıl dönümünü idrak ediyoruz.

“Vatan nedir?”, “Millet nedir?“ , “Biz aslında kimiz?” sorusunun cevabını merak edenler Çanakkale’ye bakmalıdır. Anadolu’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Kuzey Afrika’ya kadar kökeni, rengi ve meşrebi ne olursa olsun Mehmetçikler, aynı dava uğrunda, Vatan uğrunda Çanakkale’de bir araya gelmişler, aynı toprağı mezar edinmişlerdir.

Çanakkale Muharebeleri sırasında, ecdadımızın düşman kuvvetlere ve savaş esirlerine gösterdiği insanlık ve medeniyet Anzak ve Fransız askerlerin hatıratlarında yer bularak bu savaşın tarihte “Centilmenler Savaşı” olarak anılmasına sebep olmuştur. Ecdadımız, gösterdiği bu alicenaplıkla “medeniyet” konusunda tüm dünyaya örnek olmuştur.

Bizler millet olma bilinciyle, en güç koşullarda bile “Çanakkale Geçilmez” dedirten sağlam bir bilinç ve ruhun mirasçılarıyız. Bize bırakılan bu mirasa sahip çıkarak, geleceğimize daha emin adımlarla yürüyecek, millet olma şuurumuzu her daim canlı tutacak ve yücelteceğiz.

Bu duygularla Çanakkale Zaferinin 107. yıldönümünü kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere sonsuz minnet ve şükran borçlu olduğumuz şehit ve gazilerimize Allah’tan rahmet diliyorum.

HABER: ALİ DUYSAK