İpek Yolu Haber Ajansı

BİLMEK ÜZERİNE














BİLMEK ÜZERİNE    

Bilmek, fiilden üretilen bir sözcük ama sana bana size bize huzur, mutluluk ve başarı vadeden bir sözcüktür. Yeter ki sen peşinden koş, yeter ki ona hak ettiği değeri ver, gereğini yap. İnsan vücudunda kalp ve beyin ne ise yaşamın içinde de bilmek odur. Yaşam öykümüzün gizli kahramanıdır. Öykümüzün mutlu sonla bitmesi için lazım olan kahraman, mutlu sona giden yolda gerekli vasıtadır. Bütün sorularımızın cevabı ondadır. Bizi çıkmaz sokaklara sapmaktan kurtaran odur. Unutma ki bilen insan ister, ne istediğini bilir, bilen insan arar, bilen insan bulur. Bilen insan tatmin olur. Bilmek, kıymetli bir arzudur, insanı hakikatlere ulaştırır         “Neden bilmek, neyi bilmek, nasıl bilmek?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Önce “Neden bilmek?” sorusunun cevabını vermeye çalışayım. Bilmeliyiz çünkü yaşamak zorundayız. Örnek verecek olursak yanlışı bilmeliyiz ki doğrusunu öğrenip doğrusunu yapalım, bilmediğimizi bilelim ki öğrenelim. Çalışmayı bilelim ki hayatımızı idame ettirelim. Sevgiyi bilelim ki sevelim sevilelim… Örnekler bu şekilde uzar gider. Gelelim “Neyi bilmek?” sorusunun cevabına. Bu sorunun cevabı da bana göre şudur: Bizi Hakk’a, hakikate ulaştıracak, yaşamımızı kimseye bağlı kalmadan sürdürebileceğimiz, kendimizi gerçekleştirmemizi ve dış dünyayı tanımamıza olanak sağlayacak, toplumda bize yer edindirecek her türlü bilgi. Sıra geldi “Nasıl bilmek?” sorusunun cevabına. “Nasıl bileceğiz?” sorusu bizim bilmek için gerekli araç ve metotları bulmamıza yardım eder. Nedir bu? Tabii ki bilimdir. Doğuştan bize verilen merak duygusunu öğrenme isteğini o harika bir organ olan beynimizi doğru kanalize edip var olanı bilimin vasıtasıyla keşfedeceğiz, var olanın üzerine daha da ekleyerek yaradılış gayemize, dünyada bulunuş amacımıza uygun hareket edeceğiz. Akıl sermayesini gereken yerde gerektiği kadar harcayıp mutlu sona ulaşacağız.         Bilmenin gerekli nesnesi bilgidir. Dış dünyaya ve iç dünyamıza hâkim olmamızı kolaylaştırır. Madde ve mana üzerinde hâkimiyet kurmamızı sağlar. Bildiğimiz zaman bize lazım olanı, bize uyanı özümser, lazım olmayanı reddederiz. Bilmek, hakikate ulaşmamızı kolaylaştırır. “Her şeyin başı sağlık” değil, bilmektir. Bilen insan farkında olur. Farkında olan insan, olması gerektiği gibi yaşar ona göre davranışlar sergiler, gerektiği gibi yaşar.       Bilmek ile ilgili o kadar çok eylem var ki... Susmayı bilmek, dinlemeyi bilmek, bir şey bilmediğini bilmek, haddini bilmek, sabretmeyi bilmek, yaşamayı bilmek, mücadele etmeyi bilmek… 
  Bilmek bazen mutsuzluk verse de gereğini yaptığınızda sonuç yine mutluluk olur. Tıpkı hasta olduğumuzu öğrendiğimiz zamanki mutsuzluğumuz üzüntümüz gibi. Ama neyi bilmediğimizi bildiğimiz zaman o eksiğimizi tamamladığımız vakit deyim yerinde ise ilaç alıp iyileştiğimiz gibi iyileşiriz.  Yani süreç hastalıktan iyileşmeye doğru gider, mutsuzluktan mutluluğa gider, başarısızlıktan başarıya gider.       Bilmek, sağlığın kıymetini bilmek, insan kıymeti bilmek, ne olduğunu, kim olduğunu, niye bu dünyaya geldiğini bilmek, kısacası insanca yaşamayı bilmek, insanı çevresini hatta tüm evreni mutlu eder.       Bilmek, insanın kanadıdır. Şu zorlu hayat yolunda karşılaştığı sıkıntı ve güçlükler karşısında yaşama inadıdır. Mutlu yarınlar görmek için umududur.       Bilmek şu zaman tünelinde sağa sola çarpmadan, ruhumuzda ve bedenimizde derin yaralar açmadan yürüyebilmek için bize lazım olanı bu hayattan kopartıp almaktır.       Bilen insan nasıl öğreneceğini de bilir, nasıl mücadele edeceğini de nasıl yaşaması gerektiğini de bilir. Bilmek insanca yaşamanın, mutluluk ve başarının şifresidir.       Bilmediğimiz zaman korkarız, bilmediğimiz zaman mücadele edemeyiz, bilmediğimiz zaman düşman oluruz, bilmemek bize korku verir, mücadele azmimizi kırar. Yenilgi, başarısızlık ve nihayetinde mutsuzluk getirir.      Yaşadığımız evren bile "bilmek" üzerine kurulmuştur. Bizi yaratıp bu evrene gönderen Yüce Mevla bizi bizim ihtiyacımızı, zaaflarımızı, heva ve heveslerimizi ne zaman güçlü olacağımızı ne zaman acze düşeceğimizi bilip onun için rehber göndermiştir. Ona göre imtihana tabii tutmuştur.      Özetlemek gerekirse bilmek erdemdir, erdemlerin en yücesidir. Bilen insan neden sonuç ilişkisini kurar, ona göre eksiğini tamamlar. Sağlıklı, mutlu, başarılı olur. Bundan da ilk başta kendisi, ailesi çevresi, hatta yaşadığı evren bile payını alır. 


Orhan Oyanık (İlimdar)
15.11.2020

Yorumlar

Bu yazıya henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.

Yorum Yaz

Diğer Yazılar