İpek Yolu Haber Ajansı

ATATÜRK ÜZERİNE







Bugün 19 Mayıs. Yine kutlamalar yapılacak, yazılar paylaşılacak ve Atatürk’ e methiyeler yağacak. Düşünüyorum bu konu üstüne; Atatürk bizden ne isterdi? Galiba bu sorumun cevabıni en güzel bu şiir anlatıyor. 

ATATÜRK’TEN SON MEKTUP

Siz beni hâlâ anlayamadınız,
Ve anlayamayacaksınız çağlarca da,
Hep tutturmuş "yıl 1919, Mayısın 19’u" diyorsunuz,
Ve eskimiş sözlerle beni övüyor, övünüyorsunuz.

Mustafa Kemal’i anlamak bu değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Bırakın o altın yaprağı artık,
Bırakın rahat etsin anılarda şehitler,
Siz bana neler yaptınız ondan haber verin,
Hakkından gelebildiniz mi yokluğun, sefaletin?

Mustafa Kemal’i anlamak yerinde saymak değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Bana muştular getirin bir daha,
Uygar uluslara eşit yeni buluşlardan;
Kuru söz değil iş istiyorum sizden anladınız mı?
Uzaya Türk adını Atatürk kapsülüyle yazdınız mı?

Mustafa Kemal’i anlamak avunmak değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil

Hâlâ o acıklı ağıtlar dudaklarınızda,
Hâlâ oturmuş 10 Kasımlarda bana ağlıyorsunuz,
Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın,
Uluslar, fethine çıkıyor uzak dünyaların.

Mustafa Kemal’i anlamak göz boyamak değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil

Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız,
Laboratuvarlarda sabahlayın, kahvelerde değil,
Bilim ağartsın saçlarınızı, kitaplar,
Ancak böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar.

Mustafa Kemal’i anlamak ağlamak değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Demokrasiyi getirmiştim size, özgürlüğü
Görüyorum ki hâlâ aynı yerdesiniz hiç 
ilerlememiş;
Birbirinize düşmüşsünüz halka eğilmek 
dururken,
Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız 
gülen?
Mustafa Kemal’i anlamak işitmek değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Arayı kapatmanızı istiyorum uygar uluslarla,
Bilime, sanata varılmaz rezil dalkavuklarla,
Bu vatan, bu canım vatan sizden çalışmak ister,
Paydos öğünmeye, paydos avunmaya, yeter,
yeter!

Mustafa Kemal’i anlamak aldatmak değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.


Halim Yağcıoğlu

Böyle demiş şairimiz. Biz ne anlıyoruz Atatürk’ten, ilkelerinden... Bir tartışmaya şahit oldum Atatürk hakkında sosyal medyada. Gönderinin altına herkes O’ nu savunmak için küfür ediyordu karşı tarafa ve çok şey bildiğini sanarak içi boş laflar ediyorlardı. Üzüldüm bu duruma ama daha çok kızdım. Çünkü Atatürk ten bize kalan bu ülke var elimizde. Küllerinden doğan ve sanat temelli kurulmuş bir Cumhuriyet. Farkında değiliz hiçbirimiz. Içten içe çözülüyoruz. Bölüyoruz kendimiz kendimizi düşmana gerek duymadan. Atatürk, Misak-ı Milli sınırlarında bulunan tüm halkını kardeş kılmış. 
Bölünürsek bir bütün olamayız, ayrımcılık yaparsak Türk kardeşliğine çelme takarız. Özel bir gün bugün. Atatürk’e, ülkeye, bizlere emanet ettiği çocuklara sahip çikarak analım. Sadece bir gün değil; bir ömür...

Yorumlar

Bu yazıya henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.

Yorum Yaz

Diğer Yazılar

BU DEĞIL!

28.05.2019

Bu değil hayat Bu değil yaşamak Bu değilsin sen Seni kemiren bir sistemin içindeki bir oyuncaksın sadece Sana çizilmiş bir yolun peşinden koşmaya koşullanmış bir içgüdü Bilinçdışı bir şekilde girdap oluşturan bir askerdin Almıyor değil mi? Beynin almıyor... Uyanıyorsun her saat dakika saniye. Yada bir hayalin içinde uyanışını kutluyorsun her şeyd...


Devamını Gör

BILEMEDIK...

25.05.2019

Acıların zamanı ve günü yoktur. Unutulmaması gerekenler her zaman hatırlamalılardır. Onların çilesi de her gün ölüme gitmek, aydınlığı bırakıp karanlıkta savaş vermekti.Bu şiirim asla unutulmayacak elmas kalpli şiirlerimize.     BİLEMEDİK...Aydınlık günlerimize karanlık ded...


Devamını Gör

DÜŞÜNMEYEN

22.05.2019

Zincir vursa da duramaz Kurşun atsa da vuramaz Dört nal koşsa da varamaz Edebiyle düşünmeyen Aydın çekti her bir derdi Hakikati göze serdi Candan öte canı verdi Kıymet bilmez düşünmeyen Harp verildi hiç uğruna Söyle gitmez mi ağrına Çocukları bas bağrına Bilemez ki düşünmeyen Edalı der tez uyanın Ateşted...


Devamını Gör

İÇİNİZDEKI SİZ’ İN GÜCÜ

15.05.2019

   Kalabalıklar içinde yalnız ruh ve bedenlerle dolaşıyoruz her gün, her saat. Koşuyoruz bir yerlere, kendimize ulaşmak için kendimizden uzaklaşarak. "Zaman kısa" ,diyoruz; bizi sarmalayan ve bize ait olmayan ne varsa onları omuzlarımıza yük edip kendimize savaş açıyoruz. Her güne "yeni bir gün" deyip farklı bir şey yaptığımızı düşünerek hiçbir şey yapmıyoruz.Gerçek şu ki yaptığımız te...


Devamını Gör