İpek Yolu Haber Ajansı

ŞEHRİ İSTANBUL






   Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden....
  Senin de destanını okuyalım ezberden...
  Haberin yok gibidir taşıdığın değerden...    
  Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın...
  Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!..
    Nice fetihler yaşandı. Nice kumandanlar tarih sayfalarında yerlerini aldı. İstanbul’un fethi, bu fetih hadiselerinin en önemlilerinden biridir. Bu fethi gerçekleştiren komutan ne güzel komutan bu fethi gerçekleştiren ordu ne güzel ordudur. İstanbul’un fethi sadece bir şehrin fethedilmesi değildir.
İstanbul’un fethi gönüllerin fethedilmesidir. Mehmedi Fatih yapan bir şehrin fethedilmesi değildi, binlerce insanın gönlünün fethedilmesiydi. Yoksa kolay kolay gerçekleşebilir miydi fetih. Yoksa kolay kolay Mehmet olur muydu Fatih.Bir çağı kapatan bir çağı açan fethin adıdır İstanbul’un Fethi.

    21 yaşında Peygamber efendimizin müjdesine nail olmak için hazırlıklarını yapan bir Mehmet’in Fatih olmasının destanıdır İstanbul’un fethi. İslam Dininin o eşsiz güzelliğinin, adaletinin, din ve vicdan özgürlüğünün bütün insanlığa yansımasının adıdır İstanbul’un fethi. Gönül dünyalarının fethedilmesidir İstanbul’un Fethi.

     Hz. Peygamber efendimiz bir müjde verdi.

     "İstanbul fethedilecektir. Onu fethedecek olan kumandan ne güzel kumandan ve onun ordusu ne güzel ordudur."[1] Sevgili Peygamberimizin bu müjdesiyle İstanbul’u fethetmek artık mukaddes bir ideal halini aldı. Bu müjde üzerine Ashap kiram Mekke’den kalkıp İstanbul önlerine geldi. Bugün Eyüp’te metfun olan Eyüp el-Ensari hazretleri bize bunu göstermektedir. Kimler İstanbul’u fethetmek istemedi ki.
Fethin ruhunu yansıtan bir başka unsur ise Fatihin ordusuydu.

Sevgili Peygamberimiz hadislerinde “İstanbul’u fetheden komutan ne güzel komutandır” diye överken “O’nu fetheden orduda ne güzel ordudur” diyerek orduya da atıf yapmakta idi. Bu sebeple Fatihsiz fetih olmayacağı gibi ordusuz Fatihte olamaz idi. Ulubatlı Hasanda simgeleşmiş bir ordu vardı Mehmet’in emrinde. Aslında hepsi birer Mehmet idi. Hepsi birer Fatih oldu.

  Akşemsettinler olmadan Fetihler gerçekleştirilemez.

    Fethin bir başka ruhu ise fetihten sonra ortaya çıkmaktadır. Fethi gerçekleştiren asıl unsur unutulmamalıdır. Mehmet’i yetiştiren ve Fatih yapan asıl unsur unutulmamalıydı. Mehmet Fatih olurken kendisini yetiştirenle beraber şehre girdi. Yanında Akşemsettin vardı. Hacı Bayramı Veli olmadan Akşemsettinden, Akşemsettin olmadan Fatihten bahsedemeyiz. Rabbimiz bizlere takva sahibi olmamızı ve sadıklarla beraber olmamızı emretmektedir. Tevbe süresi 119. ayette Rabbimiz şöyle buyuruyor.
    “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun.”
      Fethin bir başka ruhunu bir olayla anlayalım. Fatih Sultan Mehmet Han’ın İstanbul’u fethettikten sonra Ayasofya’ya gidip iki rekat şükür namazı kıldıktan sonra Yerlere kapanan ahâli, rahip ve eski Ortodoks patriğini gördü. Bu halde onları görünce kendilerine şöyle bir hitapta bulundu. “Kalkınız! Ben Sultan Mehmed, sana ve bütün ahâliye söylüyorum ki, bugünden itibaren ne hayatınız ve ne de hürriyetiniz hususunda, benim gazabımdan korkmayınız” Fatihi fatih yapan en önemli ilke İnsana verilen değer değil miydi? Kim olursa olsun, hangi dine inanırsa inansın İnsan kıymetliydi. Çünkü Yaratan tarafından yaratılmış idi.
     Malum, “Güzelin talibi çok olur”. Değişik zamanlarda çeşitli milletler tarafından pek çok defa kuşatılmış… Harplere-darplere, yağmalara-istilalara maruz kalmış.
     Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.), rivayete göre Mi’rac dönüşü semadan bu “güzel belde”yi görmüş… ve bu şehrin ümmetinin olması için hazreti Allah’a dua etmiş.Ve bu şehrin bir gün Müslümanlar tarafından fethedileceğini, onu fetheden kumandanın ne güzel kumandan, askerinin de ne güzel asker olduğunu müjdelemiş. 

    Bu müjdeye mazhar olabilmek isteyen Müslümanlar adeta yarışa girmiş, onlarca kerre muhasara edip bu güzel coğrafyaya ve o güzel övgüya sahip olmaya çalışmışlar. Öyle ki, seksen küsur yaşına rağmen, Efendimiz’in (s.a.v) mihmendarı, İstanbulumuz’un manevi sahibi Ebu Eyyûb el-Ensarî (r.a.) o kuşatmalardan birine iştirak etmiş… ve bu uğurda şehit olmuş. 

   Ancak fetih, ilahi takdir gereği Hacı Bayram Veli’nin (k.s.) buyurduğu gibi, Fatih-Akşemseddin (k.esrarahüma) ikilisinin önderliğindeki güzel askerlere kısmet olmuştur.
    îki yüz altmış beş bin kişilik ordusunun içinde evli­yaullahtan ve ilmin zirvesindeki ulemâdan yetmiş yedi kişi vardı,. Bu muh­terem zatlar; yaptıkları vaaz ve öğütlerle cihadın faziletini, kulaklar­dan gönüllere, hayat iksiri gibi akıtmışlar ve islâm askerlerini birer «rSerdengeçti» İslâm gazisi hâline getirmişlerdi. Hayatını feda eden İslâm askerleri, bu uğurda şehid olmayı, yaşamaya tercih etmekte idiler.

     İslâm şuuru ile yetişmiş ve cihad hevesiyle bilenmiş bu ordu, 7 Şubat 1453’te Edirne’den hareket etmiş, 5 Nisan’da İstanbul surları önüne varmış bulunuyordu.
Şair, âlim, abid ve istikbalin Fatihi; seccadesini Eyüp tarafına serdirip ordusuna imam olarak öğle namazını bizzat kendisi kıldırdı. Şükür secdesine kapanıp Allahü Teâlâ’ya, muzaffer kılması için dua­larda bulundu ve ordusuna muhasaranın başladığını ilân ettirdi.

     Celallendiği zaman, atını denize sürüp düşmanı kahretmek iste­yen Fatih yetmiş parçalık bir donanmayı, karadan yürüterek Haliç’e indirmiş, dünya tarihinde ilk ve son defa görülmüş bir işi başarmıştı. Verdiği kararda en ufak bir fikir zaafı göstermeyen Fatih, fası­lasız olarak surları yirmi gün top ateşine tutturdu. Atını ateş hattına kadar sürerek askerlerinin kuvve-i maneviyelerini takviye ediyordu. Kan dökmek gayesi gütmeyen Fatih, İsfendiyaroğlu’nu, Şarkî Roma împaratoru’na elçi olarak gönderip şu haberi ulaştırdı: «Kan dökül­mesini istemiyoruz şehri teslim ediniz». İmparator bu teklifi redde­dince muharebeye devam emrini verdi.
Muhasara devam ediyor ve şehrin alınması gecikiyordu. Devrin sadrazamı, padişaha, muhasaranın kaldırılmasını teklif edince tarih­lere şan veren su cevabı âldı: «Hayır!.. Muhasara asla kaldırılamaz. Ordularımın önünde düşmeyecek bir kal’a, mağlup olmayacak bir or­du yoktur.
 "Ya ben Bizans’ı alırım, ya Bizans beni!"
  
    Takvimler 29 Mayıs 1453 tarihini gösteriyordu. Fatih’in sabrı son raddeye gelmişti. O günün gecesinde hiçbir kimse uyumamış, herkes dua ederek or­dunun zafere ulaşması için niyazda bulunmuşlardı.
    Sabah namazı kılınmış, güneş ortalığı aydınlatırken Fatih hücum emrini vermişti. Mü’minlerin ağızlarından çıkan tekbirler, Allah Allah sesleri, kal’a duvarlarında akisler yaparak etrafa yayılıyordu.

     Allah’ın Resulü, ins-ü cin Peygamberi Hazreti Muhammed’in, «Allah, Rum (ların elinde bulunan) Kostantiniyye’nin fethini tekbir ve teşbih ile nıü’minlere müyesser kılmadıkça kıyamet kopmaz» hadîs-i şerifindeki müjdesi yaklaşmış bulunuyordu.
Fatih, vezirlerin muhalefetine rağmen, atıni ön saflara kadar sü­rüyor, «Vurun cengâverlerim! Allah büyüktür» diyerek kılıç sallıyordu.
    Ve Rabbim Fethi Hazreti Fatih ve askerlerine müyesser eylemişti.

Yorumlar

Bu yazıya henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.

Yorum Yaz

Diğer Yazılar

NOEL

31.12.2022

İslam da bazı değerler vardır ki bunlar ya Kur’an’ı kerim’den alınır ya da Rasül-i Ekrem nebiyi muhterem hazretlerinden alınmıştır.Ve bunlara bağlı olarak sahabeyi kiram ve mezhep imamlarımı...


Devamını Gör

Endonezya’nın Müslüman oluşu

11.11.2022

      Endonezya Nasıl Müslüman Oldu? .......... Kendi...


Devamını Gör

Hayat işte

27.10.2022

  Simit almak için sıraya girdim. Sıra çok kalabalıktı. 20 dakika kadar sırada kaldım.   ...


Devamını Gör

YOK OLAN AİLE

17.10.2022

    Toplum yapısını oluşturan en temel unsur  ailedir. Aile; akrabalık ilişkisiyle birbirine b...


Devamını Gör

ZAMANIN ÖNEMİ

25.09.2022

    Her dinin,milletin kutsal veya diğer zaman dilimlerinden farklı kabul ettiği kendine özgü belirli gün ve ayları vardır.Hazreti Allah ...


Devamını Gör

Anne hakkı ödenmez

19.08.2022

     Sevmeye ömür yetmez   ...


Devamını Gör

GÖNÜL ALMAK

02.08.2022

  Bilerek bir gönül yıkmışsan eğer   Ön safta secdeye gits...


Devamını Gör

KADİR GECESİ

21.04.2022

     Ne büyük bir nimet. Yeni bir kadir gecesine daha kavuştuk. Ne büyük bir lütuf. Yaradanımız bize bir fırsat daha verdi. Ne büyük bir rahmet. Rahmetin tecellisi olan Cebrail (a.s.)’ın Rabbimizin inayetiyle dünya semasına indiği bir geceyle buluştuk. Ne büyük bir mağfiret. Affa uğrayabileceğimiz bir gece daha bizlere nasip oldu. Bizlere nimetlerini bahşeden, sayısız lütuflar...


Devamını Gör

Bereket ve Mağfiret ayı

23.03.2022

  Sevgiyle,saygıyla bir Ramazan ayının daha gölgesi üzerimize düştü.Korona günleri bir nebze olsun geride kaldı.   Evveli Rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem ateşinden kurtuluş olan Ramazan ayına bizi kavuşturan Rabbimize şükürler olsun.   Bakara suresinin 183. Ayetinde yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır "Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınma...


Devamını Gör

MİRAÇ GECESİ

23.02.2022

      Enbiyanın serdârı, beşeriyetin medâr-ı iftiharı bulunan Peygam­ber Efendimiz’e nasip olan İsra ve Miraç, en kâmil şekilde ve cismanî olarak vâki olmuştur.    Önümüzdeki Pazar ...


Devamını Gör

İYİ DOSTLAR EDİNMEK

24.01.2022

    Dost; Hiçbir menfaat ve çıkar gayesi olmadan yapılan arkadaşlıklara,Arkadaşlığını, Dostluğunu, Sevgi ve Muhabbetini sadece Allah için yapmaya denir.                                              &nbs...


Devamını Gör

ANTEP SAVUNMASI

25.12.2021

   Dur Dünya!       Selam dur,...


Devamını Gör

DUA: HERŞEYİ HAZRETİ ALLAH’TAN İSTEMEK

17.11.2021

     Dua sözlükte, “çağırmak, seslenmek, istemek, yardım talep etmek” anlamına gelir. Din literatüründe ise, insanın bütün benliğiyle Allah’a yönelerek maddi ve manevi isteklerini O’na arz etmesi demektir. Dua bu haliyle yaratılanın her şeye ihtiyaçlı olduğunu kabul etmesi ve Yaratanının ise, ihti...


Devamını Gör

EN FAZİLETLİ HARİKULADE İNSAN

17.10.2021

    Sebebi hidayetimiz, Veli nimetimiz, Rasülümüz, Sevgili Peygamberimiz, İki Cihan Serveri, Cenâb-ı Seyyidil Enbiyâ vel-Mürselin Mahbûbu...


Devamını Gör

ADALET

24.09.2021

    Adalet: Düzenli ve dengeli davranma, her şeyin ve herkesin hakkını verme, haksızlıklardan uzaklaşarak orta yolu tutma, bir şeyi yerli yerine koyma, insaf ve eşitlik anlamlarındadır.   Geniş kapsamlı bir kavram olan adâletin zıddı ise; “zulüm, hıyanet ve insafsızlık”tır.Hak ve adâlet bahsinde en büyük hesabı, varlıklar içerisinde insanoğlu verecektir. Çünkü i...


Devamını Gör

ZALİM

27.08.2021

...


Devamını Gör

KURBAN BAYRAMI

20.07.2021

Can bula Cananını Bayram o bayram ola.Kul bula sultanını Bayram o bayram ola.Hüznü keder def ola,Dilde hicab ref ola,Cümle günah af ola, Bayram o bayram ola.                                                     *Bayramlar*Bereke...


Devamını Gör

AH BABALAR

20.06.2021

Allah’ın dünyada yaşam bulan canlılar için koymuş olduğu konulardan biride yaratılmış olanların bir ana-babadan meydana gelmesidir. İlk yaratılan insan olan Hz. Adem ve O’nun hanımı  Hz. Havva annemizden sonra bütün insanlar bu dünyaya anne ve baba vesilesi il...


Devamını Gör

Güzel şehir İstanbul

29.05.2021

     İstanbul, sadece Türkiye’nin değil, dünya coğrafyasının gözbebeği…Süleyman Peygamberin (a.s.) hazretleri bu şehri kurmak için seçtiği mekân… Kurdun kuşun, insin cinnin, bütün canlıların bi...


Devamını Gör

RAMAZAN BAYRAMI

12.05.2021

  ...


Devamını Gör

ÇANAKKALE RUHU

20.03.2021

   Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın    Bu toprak, ...


Devamını Gör

TARİHİ GERÇEKLER SULTAN ABDÜLHAMİT HAN

21.02.2021

Nerdesin Şevketlim Sultan Hamîd Hân...


Devamını Gör

KORONA GÜNLERİ

22.11.2020

        Hayat ikliminde yoğrulduğumuz şu günlerde korona ile yatıp koronayla kalkıyoruz.Tabi ki hepsi hayat mücadelesi.Dünya dediğimiz yer bugün varın yarın yok olmanın dünyası.Onun için bu kadar karamsar olmaya, bu kadar kendimizi ümitsizliğe sevk etmeye...


Devamını Gör

MEVLİT KANDİLİ

27.10.2020

   Doğumu âlemlere nur, huzur ve sürür getiren Peygamberimiz Hazret-i Muhammed’in mevlid kandilini, rebilevvel ayının 12. günü bir defa daha idrâkle müşerref olacağız....


Devamını Gör

BATI’NIN GETİRDİĞİ DEMOKRASİ

11.10.2020

   Batı diye tabir ettiğimiz Ülkeler,kendisinden zayıf halka olarak gördüğü Ülkelere demokrasi götürmeyi bir görev addeder.Batı’nın demokrasi götürdüğü Ülkelere örnek olacak bir çok Ülke mevcut...


Devamını Gör

ÖRNEK HAYAT

28.09.2020

    Alemlere rahmet olarak gönderilen iki cihan güneşi Efendimiz Hz.Muhammed’in hayatında örnek almamız gereken çok önemli noktalar bulunmaktadır....


Devamını Gör

AYASOFYA

25.07.2020

İstanbul denilince aklımıza;Peygamberler şehri,Sahabeyi kiram şehri gelir.Bir çok Evliyaullahı misafir eden kadim şehir gelir.Peygamber efendimizin “İstanbul elbette fetho...


Devamını Gör

AKILLANMAYAN BİR TOPLUM

27.06.2020

  Hazreti Allah’ın insanları yaratmasında ki gaye;bana ibadet etsinler.Fakat insanoğlu kulluk vazifesini yerine getirirken;azıtınca,sapıtınca ve yoldan çıkınca Hazreti Allah o insanları doğru yola iletmek üzere bir takım peygamberler göndermiş.bu peygamberlerin yegane gayesi bataklığ...


Devamını Gör

YENİ YİNE YENİDEN RAMAZAN

25.04.2020

  Yeniden bir ramazan ayına girmenin mutluluğunu yaşıyoruz.   Evveli rahmet ortası mağfiret sonu cehennem ateşinden kurtuluş olan bir ay. ...


Devamını Gör

Bir Devrin battığı yer

17.03.2020

        Tarihimize altın harflerle yazılan Çanakkale zaferi geri dönmeyi düşünmeyenlerin zaferi olarak Tarih...


Devamını Gör

NERDE O ESKİ GÜNLER

19.02.2020

Bizler 15-20 sene önce iyiydik.Komşu komşuyla konuşurdu,Arkadaş arkadaşı tanırdı,Akraba akrabaya ihanet etmezdi. Ama bugün sosyal siteler bizi birbirimizden ayırdı.Selam verenin selamını sosyal medyadan cevaplar olduk.Misafirlerimizi...


Devamını Gör

Şehit Kamil

21.01.2020

21 Ocak 1920 Cuma günü, 14 yaşındaki Mehmet Kâmil’in Fransız askerleri tarafından hunharca şehit edildiği gündür.ve anteb’in ilk şehididir.Fransız askeri Mehmet Kâmil’in annesinin önünü kesip peçesini açmak istediler. Mehmet Kâmil’in annesi bir yandan bağırıyor bir yandan da peçesini açmak isteyen Fransız askerlerine karşı ke...


Devamını Gör