Acı neydi…






Yaşamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben...

Tanrı haftanın ilk günü olarak Pazartesiyi verdi, ortasına Çarşambayı koydu sel oldu, sonra dediki Perşembe sakin olsun, Cuma ibadet olsun dedi ve yoruldu insan oğlu  diyerek ardından Cumartesiyi verdi, biraz soluk al dedi Pazarı verdi ve eğer gelirsen Pazara keyfin bilir dedi ama sevgiyi unutma dedi, unutanlara acıyı verdi…

Peki dostlar___

Acı neydi…

Bu kadar acıya katlanmayı nasıl öğrendik…

Cidden soruyorum, bu kadar acıya katlanmayı biz ne ara, nasıl öğrendik?

Acıya katlanmayı öğrendik, çünkü çaresiziz. Mademki önleyemiyoruz acı çekmeyi. Kendimiz ne kadar dikkatli, tutarlı, kişilikli olursak olalım, diğerleri de böyle olmadığından dolayı acı çekiyorsak, ne yaparsak yapalım kendi dışımızda gelişen olaylar hasebiyle acı çekiyor oluşumuza müdahalede bulunamıyorsak çaresizlik galip geliyor. Pusuyoruz, siniyoruz. Acı çekmek önlenebilir olmadığından katlanabilir bir hale sokuyoruz.

Acıya katlanmayı öğrendik, çünkü güçlendiriyor öldürmeyen her şey. Her acı, her musibette yıkılsak bile, farkında olmadan daha dinç dikiliyoruz ayağa. Alışıyor insan. Öğreniyoruz aynı olayda iki kere tarumar olmamayı. İlk acı yakıp geçse de ikincisinin tesiri daha az oluyor. Gittikçe duyarsızlaşıyoruz. Acıya alışıyoruz. Boş vermiş bir yaşama adımımızı atıyoruz.

Acıya katlanmayı öğrendik, çünkü bununla mücadele edecek gücü her daim bulamıyoruz kendimizde. Ya da kendi acımız bize öylesine ağır, öylesine büyük geliyor ki başka acıları küçümsüyoruz. Önce candı ya hani. Canana hiç sıra gelmiyor esasında. Her cepheden kuşatılmışken acıya katlanmayı öğrenmeyip de ne yapacağız?

Her ne yaşarsak yaşayalım, esasında hayatın her şeye rağmen çok güzel oluşu, insana ümit veren olayların varlığı, karanlık gecenin elbet gündüzünün olacağını bilmek yaşatıyor insanı. Hayata bağlayan bir ümidimiz var bizleri. Ondandır ki ne yaşarsak yaşayalım hepsinin üstesinden geliyoruz ve geliriz. Acıya katlanmak bir ümide sarılmakla mümkündür.

Her insanoğlun hayatında hiç geçmeyecekmiş gibi hissedilen acılar olur ama bu kendimize ve etrafımızdakilere karşı olan sorumluluklarımızı unutma hakkını vermez.

Acıya şikayetsiz katlanmak gerek… Hayatın bir parçası olduğu için. Üstelik hiç bir acı bugün acıttığı kadar yarın da acıtmaz.

A’cıya Ş’ikayetsiz K’atlanmak…

Tam göğsünüzün ortasında bir yeriniz acıyacak…
Evinizin sizi içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksiniz…
Sokağa fırlayacaksınız… Sokaklar da dar gelecek… Tıpkı vücudunuzun yüreğinize dar geldiği gibi…
Ne denizin mavisi açacak içinizi ne pırıl pırıl gökyüzü…
Kendinizi taşıyamayacak kadar çok büyüyecek bir yandan da kaybolacak kadar
küçüleceksiniz…
Birileri size bir şeyler anlatacak durmadan…

“Önemli olan sağlık..”
“Yaşamak güzel..”
“Boş ver her şey unutulur..”

Siz hiçbirini duymayacaksınız… Gözyaşlarınızdan etrafı göremez hale geleceksiniz…
Ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek az sonra kollarında ölmek
isteyecek kadar çok seveceksiniz… Hep ondan bahsetmek isteyeceksiniz…
“Ölüme çare bulundu” ya da “Yarın kıyamet kopacakmış” deseler başınızı kaldırıp Ne dedin?” diye sormayacaksınız…
Yalnız kalmak isteyeceksiniz… Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak…
İkisi de yetmeyecek…
Geçmişi düşüneceksiniz… Neredeyse dakika dakika…
Ama kötüleri atlayarak… Onunla geçtiğiniz yerlerden geçmek isteyeceksiniz…
Gittiğiniz yerlere gitmek…
Bu size hiç iyi gelmeyecek… Ama bile bile yapacaksınız… Biri size içinizdeki acıyı söküp atabileceğini söylese kaçacaksınız… Aslında kurtulmak istediğiniz halde o acıyı yaşamak için direneceksiniz…
Hayatınızın geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksiniz…
Aksini iddia edenlerden nefret edeceksiniz…
Herkesi ona benzetip… Kimseyi onun yerine koyamayacaksınız…
Hiçbir şey oyalamayacak sizi… İlaçlara sığınacaksınız… Birkaç saat kafanızı bulandıran ama asla onu unutturmayan… Sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren…
Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek…
Boğazınız düğümlenecek dinleyemeyeceksiniz…
Uyumak zor, uyanmak kolay olacak… Sabahı iple çekeceksiniz… Bazen de “Hiç güneş doğmasa” diyeceksiniz… Ne geceler rahatlatacak sizi ne gündüzler…
Ölmeyi isteyip ölemeyeceksiniz…

Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önünüze çıkana sarılmak isteyeceksiniz…
Nafile… Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek…
Rüyalar göreceksiniz gerçek olmasını istediğiniz… Her sıçrayarak uyandığınızda onun adını söylediğinizi fark edeceksiniz…
Telefonun çalmasını bekleyeceksiniz… Aramayacağını bile bile… Her çaldığında yüreğiniz ağzınıza gelecek…
Ağlamaklı konuşacaksınız arayanlarla… Yüreğiniz burkulacak…
Canınız yanacak…
Bir daha sevmemeye yemin edeceksiniz… Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinizden…
Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksınız… Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğiniz için kendinizden nefret edeceksiniz…
Yaşadığınız şehri terk etmek isteyeceksiniz… Onunla hiçbir anınızın olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek…
Ama bir umut… Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu… Bu umut sizi gitmekten alıkoyacak…
Gel gitler içinde yaşayacaksınız…
Buna yaşamak denirse…

Razı mısınız bütün bunlara…
Hazır mısınız sonunda ölüp ölüp dirilmeye?..
O halde âşık olabilirsiniz!
Siz bilirsiniz, hazırsanız tüm bunlara kimsenin yapacak bir şeyi yoktur. Nasihatler size kötü birer sözdür artık.

Ama dinle arkadaşım; hep sorarım kendime. Acı annenin babanın zamanı geldiğinde ölüp gittikten sonra arkasında ağlanması mıydı… Acı dostun arkadaşının seni sırtından vuruşu muydu…
Yoksa acı yoksuluk fakirlik miydi?.
Acı bunların hiç birisi değildi...
Evet, anne baba eşi bulunmaz varlıklar ve değerlerdi anne baba en büyük servetti ama ölüm Allah’ın takdiriydi.
Zamanı gelecek hepimiz öleceğiz akıp gideceği hayattın içinde. Kimi acısıyla kimi sevinçlerini yarıda bırakarak kimisi ise yapamadıklarının üzüntüsüyle çekip gidecek bu hayattan.
Evet, dostun seni kahpece sırtından vurması da çok acı bir olay ama onu da unuttursun zamanı gelince...

Yoksulluk fakirlik zor bir durum bir lokma ekmeğe muhtaç olmak. hele birde evliysen çoluk çocuk sahibiysen gerçekten çok bir zor durum hele ki çocuğunun istediği şeyi alamamak ona boynu bükük kalmak ağlanacak bir olay ama içinde bir ümit var yinede yarın öbür gün yada öbür hafta hep içinde zengin olmaya hayali var çünkü zamanın ne getireceğini bilemesin..
Bence acı yani en büyük acı delice sevdiğin ve uğruna ölümü bile göze alacağın insanla olamamaktı.
Ve onunla hayattın güzelliğini paylaşamamaktı el ele tutuşamamaktı göz göze bakamamaktı dünyadaki bütün güzel sözleri kulağına fısıldayamamaktı öpememekti al yanağında ve dalından bir çiçek koparıp vermemekti o narin ellerine
Hele ki onu başkasıyla görmekse ölümden beterdi.
Başka eller değerken onun elline başka gözler bakarken onun gözlerine ölmemek içten değildi
Evet acı buydu aslında sevgilinin yanında olamamaktı alıp saramamaktı kollarınla.ve artık anlıyor insan bu ellerinin bu gözlerinin ve ayaklarının boş olduğunu anlıyor
Kendini insan bir hiç sayıyor bu dünyada bir sararmış yaprak gibi ..çürümeye yüz tutulmuş eski bir ayakkabı misali yada karalanmış bir köşeye atılmış bir kağıt gibi his ediyor insan kendini.
Alıp başını gitmek istiyor hiç bilemediğin şehre doğru
Unutmak için ama bırakıp gitmekte bir çare olmadığını anlıyorsun. 
Çünkü unutamıyorsun nereye gitsen de… 
Ve sen onu unutmak için sevmedin ki… 
Zaten unutsan bunun adı sevgi olmazdı… 
Çünkü yüreğinde o gözlerinde değil ki… 
Çünkü o bedeninde teninde değil ki...
O senin ellerinde değil ki söküp atasın…
O senin yaşam kaynağı olan kalbinin en temiz köşesinde…
Artık onu unutamayacağını anlıyorsun.
Ve bu hayat böyle devam edecek içinde acı üzüntü dert keder kalacak sadece mutlu olan
Seven ruh olacak… Çünkü artık sen bir ölüsün… Yaşayan bir ölü… Mezar taşı bile olmayan… kara toprağa hasret bir yürek… Sadece acıya hoş geldin aşklara, sevdaya güle güle diyen…

Suskun yüreğime sessiz kelimeler dökülür simdi... Dost olur bana yalnızlığım.. 
Ağlayan gözlerime ışıklar vurur simdi... 
Hayali yansır pencerelerime sonsuzluğun...Ve bir umut olsun isterim düşen her yağmur tanesi.. 
Suskun yüreğim olsun çığlığın ifadesi…

Aslında susmanın da bir dili vardı dinlemesini bilenlere... 
Bir yalnızlığı, bir sevdayı belki de bir acıyı anlatırdı suskunluğum... 
Yalancı kelimeler arasında kendine ayrı bir yer buldu suskunluğum... 
Ve sakladığı sonsuz manaları gözlere yükledi sonsuzluğum... Ve bir acı oldu yüreğimde "O"nsuzlugum. 
Ve şimdi geliyor acı sonsuzluğum…

06.05.2008
Ömer Sabri Kurşun 

Yorumlar

Bu yazıya henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.

Yorum Yaz

Diğer Yazılar

Güven duygusu

16.02.2020

"Ağaca dayanma kurur. İnsana dayanma ölür. Duvara dayanma yıkılır. Dayanırsan Hakka dayan. O bakidir."Güven ortamının, toplumların devamı için önemi tartışılmazdır. Birbirine karşılıklı olarak güvenen insanların oluşturduğu toplumlar ancak pozitif değerler üretebilir...


Devamını Gör

Gününüzü gün edin___

17.01.2020

Haydi dostlar ne duruyoruz o zaman günümüzü gün edelim...Zembereği boşalmış sözcük...


Devamını Gör

Mutluluk

13.01.2020

“Mutluluk, gidilen yolun üzerindedir, yolun sonunda değil”Binlerce yıldır insanoğlu, m...


Devamını Gör

Dostluk

06.01.2020

Günaydın kalbimin orta yerindeki sevdiğim dostlarım.Günaydın hüzün adaları, ben duygu gemisi, sabahın ilk ışıklarıyla demir attım kıyılarınıza, hadi uyanın açın gözlerinizi bakın ne diyor gemideki ses; Önce hüzünleri atın gecenin karanlığına, ...


Devamını Gör

Kitap okumak

06.01.2020

İnsanlar hedeflerine ulaştıkları halde mutsuz ve doyumsuz olmaya devam ediyor ve değişim istiyor.O zaman arayış başlıyor ve bu kitaplara yöneliyorlar. Değişim emek vermeden mümkün değil. Okuduğunuz bir şey hayatı ele alış şeklinizi, bakışınızı...


Devamını Gör

Sevmek

06.01.2020

“Günüm gelmiş, insan olmuş, yeryüzüne inmiş doğmuşum ve:Hayatlara dokunmuş. Mutluluk, sevinç...


Devamını Gör

Geldim bir zamana gideceğim bir zamana

06.01.2020

Dostum dön de bir düne bak, eskitmeye başladık bile… Bir gün daha geçti işte üstünden yeni dediğimiz yılın…...


Devamını Gör

Sevmek

04.01.2020

“Günüm gelmiş, insan olmuş, yeryüzüne inmiş doğmuşum ve:Hayatlara dokunmuş. Mutlul...


Devamını Gör

Yeni Bir Yıla Girdik!!!

04.01.2020

Dünden bugüne ne değişti?...


Devamını Gör

Hoşçakal 2019___ Merhaba 2020

04.01.2020

Üç yüz altmış beş günün son Gün/aydınına geldikBir yıl daha bitiyor, düşlerim,...


Devamını Gör

Gül ve Bülbül

27.12.2019

Hayatın özünü doğada arayan Anadolu insanları, sevgiliye duyulan büyük aşkı da küçücük, hoş sesli bir kuşa, bülbüle yakıştırmışlardır. Gül ile bülbül aşkı Türk halk kültürü ve edebiyatında önemli yer tut...


Devamını Gör

Bir kitap okudum

18.12.2019

Evet dostlarım bir kitap daha okudum son sayfasını kapattığımda Orhan Pamuk’un dediği gibi; “Bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti.”Benim hayatım değişmedi belki ama bazı düşüncelerim değişti, değişti demeyeyim de, değişmedi sadece tazelen...


Devamını Gör

Gönül yorgun, beden yorgun.

15.12.2019

Neden mi yorgun? Gördükçe egoları kendileri ile birlikte büyüyenleri, büyüpte az çok elde ettiklerini içine sindiremeyip ağu gibi dışa vuranları, işte o dem ki bende, sesleniyorum anama feryat figan mezarının başında, böyle bir dünyaya niye ge...


Devamını Gör

Ses ver sevgilim___

15.12.2019

Sen, solgun baharlarda ki mavi yağmurum, akşam kızıllığında yorgun gölgem, kış ayazında yaz güneşimsin, yaz sıcağında dağlardan serin serin esen meltemim... Bulutlardaki saklı düşlerim, her günün sonunda özlediğimsin....


Devamını Gör

Hayat

11.12.2019

Ve adı hayattı bu garip seferin... Hayat... Kimi zaman çekilmez bir hal alır da yine de terk edemeyeceğini anlarsın onu; boyun eğersin hep isteklerine ister istemez. Bazı anlar olur ki boğaz boğaz...


Devamını Gör

Ne yaratık ama şu insan!

08.12.2019

Mevlana ’ nın çok sevdiğim bir sözü ile başlamak istiyorum. "Ne fark eder ki,  kör insan için elmas da bir, cam da… Sana bakan kör ise SAKIN kendini camdan sanma! " ...


Devamını Gör

Hüzün

06.12.2019

Bugün biraz arabesk takılmak istiyorum. Biraz aykırı, biraz isyankâr, biraz bunalım takılmak istiyorum. Bedri Rahmi gibi “Hüzün geldi başköşeye kuruldu / yoruldu yüreğim yoruldu.” diyorum ben de…...


Devamını Gör

3 Aralık Dünya Engelliler Günü

03.12.2019

’BUGÜN KUTLAMA DEĞİL FARKINDALIK GÜNÜDÜR’Bu gün 03...


Devamını Gör

“SEÇEMEDİKLERİMİZ” ama “VAZGEÇEMEDİKLERİMİZ”

30.11.2019

Ve de illaki yanı başımızda bekleyen keşkelerimiz...Seçebildiklerimiz var, bir de ...


Devamını Gör

Haset

27.11.2019

Haset, insanlık tarihi kadar eski bir olgudur. Hasedi ilk Hâbil ile Kabil’in hikâyesinde görüyoruz. Hâbil, kardeşi Kabil tarafından katledildi, yani ilk cinayetin sebebi hasetti. Kabil, kardeşinin Allah’ın gözünde daha sevgili olmasına haset etti ...


Devamını Gör

Yalnızlık

25.11.2019

Kalbinin direnişini kaybedenler, ellerindekileri imkânı da dillerindekileri fırsatları da kullanamazlarsa, yalnızlık denizinde yüzmeyi bilmiyorsa, öğrenmekten başka çaresi var mıdır? ...


Devamını Gör

Sevgili Öğretmenlerim,

24.11.2019

Sizinle ilk tanıştığımda çok korkmuştum. Okulun nasıl olacağını, nasıl ders işleyeceğimizi ve neler yapacağımızı bilmiyordum.Kalem tutmayı tam bilmiyordum ve annemi çok özlemiştim. İlk gün çok ağlamıştım....


Devamını Gör

İnsan ve mutluluk

23.11.2019

Akıllı İnsan: ...


Devamını Gör

Okumak, yazmak, söylemek.

20.11.2019

Okumak, yazmak ve söylemek, birbirimizi daha kaliteli anlamak, anlatmak, birbirimizle daha kaliteli anlaşmak için…...


Devamını Gör

Kıskançlık

18.11.2019

-Othello sendromunun dozunu kaçırıp huzurunuzu kaybetmeyin... Bazen sevginin kanıtı olarak görülse de kıskançlık çoğu zaman ilişkileri yıpratan en önemli sorunlardan biridir.Kıskançlık, ilişkilerde, s...


Devamını Gör

Zaman

17.11.2019

Gün yeni yeni aymaya başlarken, kuşlar bunca soğuğa rağmen hangi makamda olduğunu anlamasam da şakımaya başlamışken, hercai menekşeler soğuğa inat renkleriyle cümbüş yaratmak için açama telaşındaysa, güne gülümseyerek uyanmamak için bir nedenimiz olabilir mi?.....


Devamını Gör

Paylaşmak

14.11.2019

Bir anlamı olmalı; doğan güneşin, yağan yağmurun, açan çiçeğin bir anlamı olmalı...Uçan kuşun, kelebeğin, içimizden yüzümüze taşan tebessümün bir anlamı olmalı...Yürekten taşıp yanaklarımızı yalayan gözyaşının, yağan bir yağmur gibi d...


Devamını Gör

10 Kasım’da Atatürk’ü anlamak ve anlatmak

10.11.2019

Ben size bu gün bir büyük aşktan söz etmek istiyorum dostlarım…Görmeden, onunla konuşamadan, kokusunu bile içine çekemeden özleyeceğiniz kişiler v...


Devamını Gör

“BU TOHUMU SİZ EKEBİLİR MİSİNİZ?

06.11.2019

Merhaba dostlarım…...


Devamını Gör

İnsanlık.

05.11.2019

Eski bir anı burada bu gün paylaştığım. Bir amacı yok, amaç biziz, yani insan, benim kalemim yalnızca bir araç Ben yeniden hatırlatmak istedim sadece ne olmamız gerektiğini, diğer yaratılmışlardan farklı olarak niçin yaratıldığımızı...Yoksa içind...


Devamını Gör

Sevmek bir sanattır

04.11.2019

Merhaba değerli okurlarım; size bu gün okuduğum ilginç bir kitaptan, (en azından bana ilginç geldi, sanki sevme tabularını yıkıyor gibi) “SEVME SANATI” başlıklı bir kitaptan. Dr. Erich Fromm’un kaleme aldığı kitaptan bahsetmek istiyorum…...


Devamını Gör

Güneşin doğuşu ve batışı

03.11.2019

Toros dağları kokarım ben, Çukurova’dan yollanan... Karadeniz’de hırçınca soluklanan… Marmara’dan dinlenen… Ege’den başlayıp Akdeniz’e el verip sevdalanan… Bir sevdadır Ege’nin mavi yeşil koynuna düşen yüreğim, bir martının kanat çırpınışları gibi. ...


Devamını Gör

DÜŞSEL BİR SEY-İR…

31.10.2019

Kokuşmuş dünyanın, kokuşmuş bir kentinin, ortasında yürüyorum.Her gece rüyamda gördüğüm, çıkmaz o dar uzun sokaklar. Gölgemin yakasına bedenimi iliklemişim sürükleniyorum.Ensemde derin derin kızgın bir soluk ama zafer kazanmış ...


Devamını Gör

Gıybet ve Dedikodu

30.10.2019

Günaydın Türkiye’m, Günaydın Vatanım…Tüm kuşlara, ağaçlara, insanlığa, doğaya günaydın!Hz. Mevlana der ki: Dostlarını daima vefa ile hatırla. Arayan sen ol, bulan sen; tanıyan sen ol, kucaklayan yine sen. Kula vefası olmayanın, Hakk&rs...


Devamını Gör

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı

29.10.2019

Türk milleti için Cumhuriyet Bayramı, milli birlik ve beraberliğin, toplumsal dayanışmanın simgesi olarak kutlanan milli bayramdır....


Devamını Gör

Aşk ve Maşuk

28.10.2019

Anadolu topraklarında, vatanımızın hemen her yöresinde, kökleri önemli tarihsel birikime dayanan folklor oyunlarına rastlamak mümkün…Bu oyunlardan...


Devamını Gör

Hayata Emekle Dokunanlar

27.10.2019

Aziz Kardeşlerim, değerli dostlarım, arkadaşlarım ve aziz okuyucularım!...


Devamını Gör

‘Had’ bilmek ‘Haddini’ bilmek…

22.10.2019

“Her kanat denizi aşamaz.”İnsan, haddini bilmelidir. Çünkü Cenâb-ı Hakk’ı...


Devamını Gör

21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü

21.10.2019

İnsanların en temel ihtiyaçlarından biri kuşkusuz haber almadır. Özgür ve tarafsız basın, demokrasilerin olmazsa olmazlarındandır. Geçmişten bugüne düşünce özgürlüğünün yanı sıra demokrasinin vazgeçilmez bir unsuru olan gazetecilerimiz; ülkemizin geleceği ve milletimizin menfaatleri doğrultusunda ilkeli, doğru ve tarafsız bir şekilde çalışarak, halkın haber alma hakkını...


Devamını Gör

İnsanda Duruş ve İlke…

20.10.2019

Bir duruşu olmalı insanın, sevmeli insan yaşamayı, sevdikçe yeşermeyi bilmeli… Bir gülüşü olmalı insanın, bir yüreğe sahip olmalı…...


Devamını Gör

Dostluk...

19.10.2019

Konu dostluk olsun dedik ve oturduk kağıdın başına dostum kalemle bu gün...Hani şu ağı...


Devamını Gör

Sitem...

19.10.2019

Gün/aydınlığı bir umutla başlar her güzel gün için ama bana dün gibi bu gün, hem de sabah keyfim olan bir kahve ile güzel başlamıyordu bu sabah...Gülücükler etrafımı sarmıyordu. İnsan en çok neyi özleyeceğini hiçbir zaman bilmiyordu.Yine a...


Devamını Gör

Hayatı Yaşamak ...

19.10.2019

Merhaba dostlar......


Devamını Gör

Minnet duygusu...

18.10.2019

Geçmiş zaman olur ki; bir gün anılarına düşer…  Ne zaman eskiler gelse aklıma ’geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer’ sözü dolanır...


Devamını Gör

Mutluluk

18.10.2019

Gün/aydın dostlarım… Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme… Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben. ...


Devamını Gör

Eleştirmek___

18.10.2019

Eleştir ama___ Eleştirmeden önce kendini düşün!..Çünkü; ”Bir kimseyi eleştirmeden ...


Devamını Gör

Karanlığın Korkusu…

17.10.2019

Ve bu sabah ilk defa seslendim balkonumdan aşağıya, çöp konteynerlerinden geri dönüşüm artıklarını toplayan insanoğluna. Adını bilmiyordum, ama adını ben koymuştum. “Sabahı öksürük sesiyle selamlayan adam…” Gel çay içelim diye. Erken kalkarım ben, çok erken. Balkonumda yaşayanlar var onlarla konuşma...


Devamını Gör

Bizim olmayanın bedeli…

17.10.2019

Bu dünyada hiçbir şey bize ait değil sadece emanet. Ne güzelliğimiz, ne yakışıklığımız, ne i...


Devamını Gör