İpek Yolu Haber Ajansı

Geldim bir zamana gideceğim bir zamana






Dostum dön de bir düne bak, eskitmeye başladık bile… Bir gün daha geçti işte üstünden yeni dediğimiz yılın…

Yeni bir Şems doğdu, acıyla gülerek baktı yeryüzüne dudağının kenarında asılı tebessümle, birbirimize bakıştık, kaynaştık, gülüştük ve "doğ" dedi, sende "doğ" benim gibi…

Ve birden irkildim, silkelendim, bir neşe fırtınası içinde geliverdim dünyaya, ola ki annem sancılar içinde acı çekse de benim günüm aydınlanıverdi güneşle, sabahın o güzel soğuk serinliğini bedenimde hissettiğimde balkon bahçemde, balkon kiracılarımın sabah kahvaltılarını verirken...
Tüm başlangıçların en güzelinin içinde olduğunu hissettim. Sancılara değer bir mutlulukla sarınmıştı etrafım, soğuk havalarda çıkmaktan zorlandığım yatağım, ana rahminin sıcaklığını mı veriyordu yoksa?

İnsan doğmakla ölüme bir adım atmış olur. Sanırım zamanın gücünü anlatan en keskin sözlerden biri. Canlı cansız tüm varlıklar zamanın öğütücülüğü karşısında aciz. Bir armağan olarak bakılır ve değerlendirilirse ortaya konacak değerli eserlerle zaman üstü bir hale gelinebilir. Yani zamanla unutulup gitmekten ve kaybolmaktan kurtulunabilir.

Düşündüm soğuk dünyanın ateşle savaşır atmosferini şimdi düşsel bir sıcaklıkla birlikte yollarda adım adım yürüyorum…
Yürüyorum da! ne için kim için, nereye, kime, ne için gittiğimi bilmeden, bir bilinmeze, dönüşü olmayan bir yolda. Vakit tamam gibi sanki zaman geldi mi dersiniz…

Yüzüme değen güneş, ışığıyla, tenimin etrafında dolanan rüzgâr ise serinliğiyle, beni olmam gereken yere içselliğime götürüyordu. Şimdi satırları yazdığım anda yunus sesleriyle yoğrulmuş piyano sesi var, kanatlarımı kesip attım, dalıverdim denizlerin en derinliklerine.
Albatros ’un özgürlüğüyle ve dev kaplumbağaların dinginliğiyle salıverdim kendimi okyanusun sularına, gökler benim, denizler benim, rüzgâr benim, ben benim diyorum bu sabah, yaşamak çok güzel hoş geldiniz dünyama güzel insanlar...

Sevdiğiniz güzel insanların sevgisini hissetmek, hayatımızı besleyen güneş gibidir.
Kendi merkezimdeyim yine bugün. Yani yaşamla akış içindeyim! Hayal ettiğimden çok daha fazla sevginin, mutluluğun, huzurun, sağlığın ve hayatın devamlı değişen kalıplarında kendimi akışa bırakıyorum. Zamana ve zamanlamaya güveniyorum.

Zaman dedikte, nedir zaman…
Zamanın hayatımızdaki birkaç anı olduğunu bile bile, bize verilen bu tek şansı değerlendiremiyoruz.
Hep onun kaybolmasından bahsederdik ya da hep onun ilerlediğinden, bizimse giden zamanın farkına varmadığımızdan. Ama her şeyin olduğu gibi zamanı da anlamanın bir zamanı varmış…
İşte insan yavaş yavaş anlıyor. İlerleyen de, gelip geçen de zaman değil aslında. Zaman hep var, her gün tekrarlıyor kendini. Bugün benim için dursa yarın yeni doğan bir bebek için var. Zaman hiç geçmiyor, biz zamanın içinde gelip geçiyoruz. Geçiciyiz. Çünkü biz, bu Dünya’da sadece anlık anılardan ibaretiz.
Geçmişin de hâkimi değiliz, geleceğin de. Bizim için sadece şu an var. Zamanla anlaşmanın, onun hayatında onunla mutlu bir hayat sürmenin tek yolu budur aslında. Tek yolu, bugünde yaşadığımızı, her anımızın lütuf olduğunu bilmektir.

Oysa geçmişte yaşayıp gelecekte kaybolur insanlar. Geçmişte yaşarız, çünkü geçen her an şimdikinden daha kıymetlidir. Neden? Çünkü dönemeyeceğiz bir daha o ana. İmkânsızdır bizim için geçmişe gitmek ve imkânsız olandır, insana tatlı gelen. Peki gelecek? Gelecek de hep soru işaretleridir. Geleceği düşündükçe korkarız yapacağımız hatalardan, kurduğumuz hayallerin boş çıkacağından. Gelecek bir kaygıdır, endişedir. Korkudur gelecek ve korkular insanın peşini kolay kolay bırakmaz.
İşte bu yüzden yaşayamıyoruz bu anımızı. Zamanın içinde kaybolup gidiyoruz. Anlayamıyoruz bir türlü. Zamanın hayatında misafir olduğumuzu…

Zaman diyoruz ya, hani bizden önde koşan, yakalamak için tık nefes olduğumuz ama zaman geçtikçe arkasından koşmadığımız, ya da hiç aldırış etmediğimiz, ya da babadan kalmış miras gibi harcadığımız, hani deniz kıyısından bir avuç kum alırda avcumuzu sıkınca parmak aralarımızdan kayıp giden kum gibi, kayıp giden zaman… Sonunda farkına varınca ah keşke!!! dediğimiz zaman…
“Zaman” hem çabucak geçmesini istediğimiz hem de yaşlandıkça durdurmak istediğimiz; ama hiçbir zaman başa çıkamadığımız zalim kavram!
“Dünya bağının hem ilk hem de sonbaharını görmüşüz; biz neşenin de gamın da rüzgârını görmüşüz.” diyor 17. yüzyıl şairi Nâbî.
Zaman nedir: Gece karası, yalnızlık senfonisi, aşk yarası, ayrılık acısı, özlem ateşi. Bir deniz mavisi, bir orman yeşili, bir güneş sarısı… Bir güvercin beyazı, bir şarap kırmızısı, bir düş pembesi… Sevi şiiri, umut türküsü, sevinç raksı...
Yaşadıkça anlamaya başladım ki insanla zaman düşmandır birbirine. Hayatımıza hâkim olmaya kalkar zaman, bizse kendi hayatımıza kendimiz yön vermek isteriz. Ama kim becerebilmiştir ki zamanla başa çıkmayı? Hangi insan üstün gelebilmiştir zamandan?
Kendimizi kandırmayalım, yaşayan tek varlık odur aslında. Bizse onun Dünya’da bıraktığı parça pinçik anılardan ibaretiz. Milyarlarca insan, zamanın hatırasıdır yalnızca.

Zaman… Zalim bir hırsız, sevda arsızı… Bir tebessüm, bir damla gözyaşı… Yağmur sesi, dalga sesi, kuş ötüşü… Gül kokusu, dost sıcağı, kardeş sevgisi, sevda ağrısı, rüzgâr serinliği…
Bir zaman ki sorma gitsin, doludizgin koşarak geçen, sen kapıyı çalan kim diye sorarken daha, yıllar boyu yol alan...
Zamanın içine koyup yaşarsın tercihini… Ölüm zamanı tek gerçekti, tüm zamanların içinde… Zaman bir hiçtir, hiçe anlam yükleyip yaşayan da yaşayamayan da insanın taa kendisidir…

Zamana ne kızabiliriz, ne küsebiliriz. O her an biteceğimizi hatırlatıyor bize. Geriye dönemediğimiz ve gelecekten korktuğumuz her an, şimdiye bakmamız için ısrar ediyordu aslında.
Biz zamanı çok yanlış tanıdık. Ne yaparsak yapalım hala geçenin zaman olduğunu düşüneceğiz.

Ne kadar yazarsam yazayım geçmişimi özleyip geleceğimden korka korka güzellikler bekleyeceğim. Zamanın içinde ilerlerken geride bıraktığım her anın benden bir parça olduğunu bilerek.
Yine de zamana güle güle diyerek kendimi kandırmaya devam edeceğim…
İşte ben örnek, şekil A da göründüğü gibi; her şeyi yazarım da zamanı yazamam.
O yazar çünkü beni, yavaş yavaş özenli, azalta azalta görkemli.
Sanki dolduracakmış olduracakmış gibi.
Hâlbuki sıyırıp düşürmüştür tırnağımdaki çürüğü, parmağımdaki yarayı kabuk kabuk geçirmiştir. Geçerken de, sanki çoğalta çoğalta acıları, sevinçleri, hüzünleri, sevgileri aşkları kalbime yazarak özenli görkemli.
İşte, yazarken durdurduğum zamanı, siz okurken kaçırmayın diye de zamanı durdururum.
Ben ki bu nedenle;

“Ne içindeyim zamanın
Ne de büsbütün dışında
Yekpare, geniş bir anın
Parçalanmaz akışında.”

Ve şimdi tam bu zamanın içinde iken, her sabah uyandığınızda kendinizi doğan gün gibi hissedebildiniz mi?
Eğer hissetmediyseniz ilk gün doğumunda günle beraber uyanın ve güneşle yıkayın yüzünüzü, başlangıcı dinleyin ve bir müzik katın inceden inceye güne... Günün kendisi olun... Günde sizinle kendisi olsun... Mutlu olun, mutluluk şarkıları söyleyip, mutluluk çeşmesinden mutluluk suyuyla yüzünüzü yıkayın…

Mutlu olmayı kim istemez ki? Bunun cevabı herhalde herkestir. Ama her şeyin bir bedeli olduğu gibi mutlu olmanın da bir bedeli var. Belki de hayatta ödediğimiz en ağır bedellerden biri olabilir.
İşte o an mutsuzluğu da beraberinde yaşarsın…
Kardeş gibilerdir onlar…
Hadi ikisini bir den yaşayalım dersin iç içe…
Yaşayalım o zaman kardeşim yaşayalım…

Güne yeni bir günaydın Merhabasıyla yaşamaya başlayalım, yeni bir güne başlarken mutlaka vardır dostların dostlara söyleyeceği sevgi sözleri, vardır güzel yüreklerinde dağıtacağı sevgi gülleri. Yunus Emre’nin dediği gibi, ‘Sevelim Sevilelim Bu Dünya Kimseye Kalmaz...’

Haydi, o zaman dostlar bizlerde ‘Sevgiyle, sevgi dağıtalım, gül kokulu... dikenleri bizde kalsın dostun canını yakmasın...’
Yunus sevgisiyle baksın gözler, Mevlana gibi konuşsun diller...

İşte böyle anlarda anda, dostlar susmamalı biri sussa diğer konuşmalı ve yazmalı yazacak bir şeyler mutlaka vardır. Kelimeler yoksa bile günün kendisi vardır yazılacak...
Sevgiyle... ve hep Sevgiyle… sevin sevilin, hayat sevince sevilince güzel ve diyelim her bir cümleye; bu ülkenin sahipleri yalnızca bu ülkeyi karşılıksız seve bilenlerdir…
Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbet olsun...

02.01.2020

Ömer Sabri Kurşun

Yorumlar

Bu yazıya henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.

Yorum Yaz

Diğer Yazılar

Güven duygusu

16.02.2020

"Ağaca dayanma kurur. İnsana dayanma ölür. Duvara dayanma yıkılır. Dayanırsan Hakka dayan. O bakidir."Güven ortamının, toplumların devamı için önemi tartışılmazdır. Birbirine karşılıklı olarak güvenen insanların oluşturduğu toplumlar ancak pozitif değerler üretebilir...


Devamını Gör

Gününüzü gün edin___

17.01.2020

Haydi dostlar ne duruyoruz o zaman günümüzü gün edelim...Zembereği boşalmış sözcük...


Devamını Gör

Mutluluk

13.01.2020

“Mutluluk, gidilen yolun üzerindedir, yolun sonunda değil”Binlerce yıldır insanoğlu, m...


Devamını Gör

Dostluk

06.01.2020

Günaydın kalbimin orta yerindeki sevdiğim dostlarım.Günaydın hüzün adaları, ben duygu gemisi, sabahın ilk ışıklarıyla demir attım kıyılarınıza, hadi uyanın açın gözlerinizi bakın ne diyor gemideki ses; Önce hüzünleri atın gecenin karanlığına, ...


Devamını Gör

Kitap okumak

06.01.2020

İnsanlar hedeflerine ulaştıkları halde mutsuz ve doyumsuz olmaya devam ediyor ve değişim istiyor.O zaman arayış başlıyor ve bu kitaplara yöneliyorlar. Değişim emek vermeden mümkün değil. Okuduğunuz bir şey hayatı ele alış şeklinizi, bakışınızı...


Devamını Gör

Sevmek

06.01.2020

“Günüm gelmiş, insan olmuş, yeryüzüne inmiş doğmuşum ve:Hayatlara dokunmuş. Mutluluk, sevinç...


Devamını Gör

Sevmek

04.01.2020

“Günüm gelmiş, insan olmuş, yeryüzüne inmiş doğmuşum ve:Hayatlara dokunmuş. Mutlul...


Devamını Gör

Yeni Bir Yıla Girdik!!!

04.01.2020

Dünden bugüne ne değişti?...


Devamını Gör

Hoşçakal 2019___ Merhaba 2020

04.01.2020

Üç yüz altmış beş günün son Gün/aydınına geldikBir yıl daha bitiyor, düşlerim,...


Devamını Gör

Gül ve Bülbül

27.12.2019

Hayatın özünü doğada arayan Anadolu insanları, sevgiliye duyulan büyük aşkı da küçücük, hoş sesli bir kuşa, bülbüle yakıştırmışlardır. Gül ile bülbül aşkı Türk halk kültürü ve edebiyatında önemli yer tut...


Devamını Gör

Bir kitap okudum

18.12.2019

Evet dostlarım bir kitap daha okudum son sayfasını kapattığımda Orhan Pamuk’un dediği gibi; “Bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti.”Benim hayatım değişmedi belki ama bazı düşüncelerim değişti, değişti demeyeyim de, değişmedi sadece tazelen...


Devamını Gör

Gönül yorgun, beden yorgun.

15.12.2019

Neden mi yorgun? Gördükçe egoları kendileri ile birlikte büyüyenleri, büyüpte az çok elde ettiklerini içine sindiremeyip ağu gibi dışa vuranları, işte o dem ki bende, sesleniyorum anama feryat figan mezarının başında, böyle bir dünyaya niye ge...


Devamını Gör

Ses ver sevgilim___

15.12.2019

Sen, solgun baharlarda ki mavi yağmurum, akşam kızıllığında yorgun gölgem, kış ayazında yaz güneşimsin, yaz sıcağında dağlardan serin serin esen meltemim... Bulutlardaki saklı düşlerim, her günün sonunda özlediğimsin....


Devamını Gör

Hayat

11.12.2019

Ve adı hayattı bu garip seferin... Hayat... Kimi zaman çekilmez bir hal alır da yine de terk edemeyeceğini anlarsın onu; boyun eğersin hep isteklerine ister istemez. Bazı anlar olur ki boğaz boğaz...


Devamını Gör

Ne yaratık ama şu insan!

08.12.2019

Mevlana ’ nın çok sevdiğim bir sözü ile başlamak istiyorum. "Ne fark eder ki,  kör insan için elmas da bir, cam da… Sana bakan kör ise SAKIN kendini camdan sanma! " ...


Devamını Gör

Hüzün

06.12.2019

Bugün biraz arabesk takılmak istiyorum. Biraz aykırı, biraz isyankâr, biraz bunalım takılmak istiyorum. Bedri Rahmi gibi “Hüzün geldi başköşeye kuruldu / yoruldu yüreğim yoruldu.” diyorum ben de…...


Devamını Gör

3 Aralık Dünya Engelliler Günü

03.12.2019

’BUGÜN KUTLAMA DEĞİL FARKINDALIK GÜNÜDÜR’Bu gün 03...


Devamını Gör

“SEÇEMEDİKLERİMİZ” ama “VAZGEÇEMEDİKLERİMİZ”

30.11.2019

Ve de illaki yanı başımızda bekleyen keşkelerimiz...Seçebildiklerimiz var, bir de ...


Devamını Gör

Haset

27.11.2019

Haset, insanlık tarihi kadar eski bir olgudur. Hasedi ilk Hâbil ile Kabil’in hikâyesinde görüyoruz. Hâbil, kardeşi Kabil tarafından katledildi, yani ilk cinayetin sebebi hasetti. Kabil, kardeşinin Allah’ın gözünde daha sevgili olmasına haset etti ...


Devamını Gör

Yalnızlık

25.11.2019

Kalbinin direnişini kaybedenler, ellerindekileri imkânı da dillerindekileri fırsatları da kullanamazlarsa, yalnızlık denizinde yüzmeyi bilmiyorsa, öğrenmekten başka çaresi var mıdır? ...


Devamını Gör

Sevgili Öğretmenlerim,

24.11.2019

Sizinle ilk tanıştığımda çok korkmuştum. Okulun nasıl olacağını, nasıl ders işleyeceğimizi ve neler yapacağımızı bilmiyordum.Kalem tutmayı tam bilmiyordum ve annemi çok özlemiştim. İlk gün çok ağlamıştım....


Devamını Gör

İnsan ve mutluluk

23.11.2019

Akıllı İnsan: ...


Devamını Gör

Okumak, yazmak, söylemek.

20.11.2019

Okumak, yazmak ve söylemek, birbirimizi daha kaliteli anlamak, anlatmak, birbirimizle daha kaliteli anlaşmak için…...


Devamını Gör

Kıskançlık

18.11.2019

-Othello sendromunun dozunu kaçırıp huzurunuzu kaybetmeyin... Bazen sevginin kanıtı olarak görülse de kıskançlık çoğu zaman ilişkileri yıpratan en önemli sorunlardan biridir.Kıskançlık, ilişkilerde, s...


Devamını Gör

Zaman

17.11.2019

Gün yeni yeni aymaya başlarken, kuşlar bunca soğuğa rağmen hangi makamda olduğunu anlamasam da şakımaya başlamışken, hercai menekşeler soğuğa inat renkleriyle cümbüş yaratmak için açama telaşındaysa, güne gülümseyerek uyanmamak için bir nedenimiz olabilir mi?.....


Devamını Gör

Paylaşmak

14.11.2019

Bir anlamı olmalı; doğan güneşin, yağan yağmurun, açan çiçeğin bir anlamı olmalı...Uçan kuşun, kelebeğin, içimizden yüzümüze taşan tebessümün bir anlamı olmalı...Yürekten taşıp yanaklarımızı yalayan gözyaşının, yağan bir yağmur gibi d...


Devamını Gör

10 Kasım’da Atatürk’ü anlamak ve anlatmak

10.11.2019

Ben size bu gün bir büyük aşktan söz etmek istiyorum dostlarım…Görmeden, onunla konuşamadan, kokusunu bile içine çekemeden özleyeceğiniz kişiler v...


Devamını Gör

“BU TOHUMU SİZ EKEBİLİR MİSİNİZ?

06.11.2019

Merhaba dostlarım…...


Devamını Gör

İnsanlık.

05.11.2019

Eski bir anı burada bu gün paylaştığım. Bir amacı yok, amaç biziz, yani insan, benim kalemim yalnızca bir araç Ben yeniden hatırlatmak istedim sadece ne olmamız gerektiğini, diğer yaratılmışlardan farklı olarak niçin yaratıldığımızı...Yoksa içind...


Devamını Gör

Sevmek bir sanattır

04.11.2019

Merhaba değerli okurlarım; size bu gün okuduğum ilginç bir kitaptan, (en azından bana ilginç geldi, sanki sevme tabularını yıkıyor gibi) “SEVME SANATI” başlıklı bir kitaptan. Dr. Erich Fromm’un kaleme aldığı kitaptan bahsetmek istiyorum…...


Devamını Gör

Güneşin doğuşu ve batışı

03.11.2019

Toros dağları kokarım ben, Çukurova’dan yollanan... Karadeniz’de hırçınca soluklanan… Marmara’dan dinlenen… Ege’den başlayıp Akdeniz’e el verip sevdalanan… Bir sevdadır Ege’nin mavi yeşil koynuna düşen yüreğim, bir martının kanat çırpınışları gibi. ...


Devamını Gör

DÜŞSEL BİR SEY-İR…

31.10.2019

Kokuşmuş dünyanın, kokuşmuş bir kentinin, ortasında yürüyorum.Her gece rüyamda gördüğüm, çıkmaz o dar uzun sokaklar. Gölgemin yakasına bedenimi iliklemişim sürükleniyorum.Ensemde derin derin kızgın bir soluk ama zafer kazanmış ...


Devamını Gör

Gıybet ve Dedikodu

30.10.2019

Günaydın Türkiye’m, Günaydın Vatanım…Tüm kuşlara, ağaçlara, insanlığa, doğaya günaydın!Hz. Mevlana der ki: Dostlarını daima vefa ile hatırla. Arayan sen ol, bulan sen; tanıyan sen ol, kucaklayan yine sen. Kula vefası olmayanın, Hakk&rs...


Devamını Gör

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı

29.10.2019

Türk milleti için Cumhuriyet Bayramı, milli birlik ve beraberliğin, toplumsal dayanışmanın simgesi olarak kutlanan milli bayramdır....


Devamını Gör

Aşk ve Maşuk

28.10.2019

Anadolu topraklarında, vatanımızın hemen her yöresinde, kökleri önemli tarihsel birikime dayanan folklor oyunlarına rastlamak mümkün…Bu oyunlardan...


Devamını Gör

Hayata Emekle Dokunanlar

27.10.2019

Aziz Kardeşlerim, değerli dostlarım, arkadaşlarım ve aziz okuyucularım!...


Devamını Gör

‘Had’ bilmek ‘Haddini’ bilmek…

22.10.2019

“Her kanat denizi aşamaz.”İnsan, haddini bilmelidir. Çünkü Cenâb-ı Hakk’ı...


Devamını Gör

21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü

21.10.2019

İnsanların en temel ihtiyaçlarından biri kuşkusuz haber almadır. Özgür ve tarafsız basın, demokrasilerin olmazsa olmazlarındandır. Geçmişten bugüne düşünce özgürlüğünün yanı sıra demokrasinin vazgeçilmez bir unsuru olan gazetecilerimiz; ülkemizin geleceği ve milletimizin menfaatleri doğrultusunda ilkeli, doğru ve tarafsız bir şekilde çalışarak, halkın haber alma hakkını...


Devamını Gör

İnsanda Duruş ve İlke…

20.10.2019

Bir duruşu olmalı insanın, sevmeli insan yaşamayı, sevdikçe yeşermeyi bilmeli… Bir gülüşü olmalı insanın, bir yüreğe sahip olmalı…...


Devamını Gör

Dostluk...

19.10.2019

Konu dostluk olsun dedik ve oturduk kağıdın başına dostum kalemle bu gün...Hani şu ağı...


Devamını Gör

Sitem...

19.10.2019

Gün/aydınlığı bir umutla başlar her güzel gün için ama bana dün gibi bu gün, hem de sabah keyfim olan bir kahve ile güzel başlamıyordu bu sabah...Gülücükler etrafımı sarmıyordu. İnsan en çok neyi özleyeceğini hiçbir zaman bilmiyordu.Yine a...


Devamını Gör

Hayatı Yaşamak ...

19.10.2019

Merhaba dostlar......


Devamını Gör

Minnet duygusu...

18.10.2019

Geçmiş zaman olur ki; bir gün anılarına düşer…  Ne zaman eskiler gelse aklıma ’geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer’ sözü dolanır...


Devamını Gör

Mutluluk

18.10.2019

Gün/aydın dostlarım… Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme… Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben. ...


Devamını Gör

Acı neydi…

18.10.2019

Yaşamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme… Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben... Tanrı haftanın ilk günü olarak Pazartesiyi verdi, ortasına Çarşambay...


Devamını Gör

Eleştirmek___

18.10.2019

Eleştir ama___ Eleştirmeden önce kendini düşün!..Çünkü; ”Bir kimseyi eleştirmeden ...


Devamını Gör

Karanlığın Korkusu…

17.10.2019

Ve bu sabah ilk defa seslendim balkonumdan aşağıya, çöp konteynerlerinden geri dönüşüm artıklarını toplayan insanoğluna. Adını bilmiyordum, ama adını ben koymuştum. “Sabahı öksürük sesiyle selamlayan adam…” Gel çay içelim diye. Erken kalkarım ben, çok erken. Balkonumda yaşayanlar var onlarla konuşma...


Devamını Gör

Bizim olmayanın bedeli…

17.10.2019

Bu dünyada hiçbir şey bize ait değil sadece emanet. Ne güzelliğimiz, ne yakışıklığımız, ne i...


Devamını Gör