İnsanlık tarihi boyunca bilgi, daima en değerli hazine olmuştur. Aydınlanmanın ışığı, uygarlıkları ileriye taşımış, bilgisizliğin karanlığı ise bireyleri ve toplumları geri çekmiştir. Cahil insanların sorunları, yalnızca kişisel bir eksiklik olmanın ötesinde, toplumsal gelişimin önündeki en büyük engellerden biri olarak karşımıza çıkar.
Cahil bir insanın yaşadığı temel sorun, gerçeği doğru bir şekilde idrak edememesidir. Bilgi eksikliği, dünyayı dar bir pencereden görmesine neden olur. Bu durum, onu eleştirel düşünme yeteneğinden yoksun bırakır. Kendisine sunulan her bilgiyi, kaynağını sorgulamadan kabul etme eğilimi gösterir. Bu körü körüne kabul, manipülasyona açık olmalarının ve kolayca yanıltılabilmelerinin temel nedenidir. Sosyal medyada yayılan bir yalan haber, bir dedikodu veya bir demagogun boş vaatleri, cahil zihinlerde hızla kök salar ve katı inançlara dönüşür.
Bu durumun bir uzantısı olarak, cahil insanlar genellikle önyargı ve hoşgörüsüzlük tuzağına düşerler. Bilgi sahibi olmak, farklı kültürleri, inançları ve yaşam biçimlerini anlamayı, empati kurmayı sağlar. Ancak bilgisizlik, bu anlayışın önünü keser. Bilinmeyene karşı duyulan doğal korku, kısa sürede nefrete ve düşmanlığa dönüşür. Kendi dar dünyalarının dışındaki her şeye şüpheyle yaklaşırlar. Bu durum da onları, farklılıklara saygı duymaktan alıkoyar ve toplumsal kutuplaşmanın derinleşmesine katkıda bulunur.
Cahilliğin bir başka önemli sorunu ise gelişime dirençtir. Bilmeyen insan, bilmediğini de bilmez. Bu duruma felsefede Dunning-Kruger etkisi denir; yani yetersizlikleri yüzünden kendi yetersizliklerini fark edemezler. Öğrenmeye ve değişime kapalı olmaları, hem kişisel hem de toplumsal ilerlemeyi durdurur. Eleştiriye tahammülleri azdır, çünkü yeni bir bilginin kendi katı inançlarını sarsmasından korkarlar. Bu direnç, bireyin potansiyelini gerçekleştirmesini engellediği gibi, toplumun da bilimsel, teknolojik ve kültürel atılımlar yapmasının önüne set çeker.
Yani demem o ki , cahil insanlar, sadece kendilerine değil, çevrelerine ve yaşadıkları topluma da zarar verirler. Bilgisizlik, bir zincirleme reaksiyon başlatır: Eleştirel düşünme eksikliği manipülasyona, manipülasyon hoşgörüsüzlüğe, hoşgörüsüzlük ise toplumsal çatışmaya yol açar. Bu karanlık gölgeden kurtulmanın tek yolu ise eğitim ve sürekli öğrenmedir. Bilgi, sadece zihinleri aydınlatmakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal barışın ve refahın da temelini oluşturur. Bu nedenle, cahilliğin sorunlarını çözmek, her bireyin ve her toplumun en öncelikli görevi olmalıdır.
Orhan Oyanık (İlimdar )
Halk Şairi Yazar Sosyolog
Son Köşe Yazıları
Havaların soğumasıyla birlikte kapalı alanlarda daha fazla vakit geçiriyor, bu da grip ve benzeri salgın hastalıkların h...
(13 Ekim 2025 16:44:40)
. Değerli okurlarım, Bugünkü köşe yazımda sizlere toplumumuzun son yıllardaki durumundan ve bizzat şahit olduğ...
(13 Ekim 2025 01:22:00)
İslam devletinin başında Hak ve adalet Güneşi Hazret-i Ömer (Radıyallahü Anh) vardı. O Ömer ki, Nebiler Sultanı'nın ifad...
(13 Ekim 2025 01:13:46)
Ahmed-i Bîcân bir gün, Gelibolu'nun en büyük câmisinde vâz veriyordu. Herkes huşû içinde söylenenleri dinliyordu. "...
(13 Ekim 2025 01:11:20)
Devlet, toplumun düzenini sağlamak, vatandaşların haklarını korumak ve kamu hizmetlerini yürütmekle sorumludur. Ancak bu...
(12 Ekim 2025 23:11:12)